Zehra Öney
Basında Köşe Yazılarım Mobil ve Dijital Teknolojiler Sosyal Medya

Mobil Demokrasi

Mobil Demokrasi
Teknolojik gelişmelere paralel olarak yaşam koşullarımız da hızla değişiyor. Peki devletler ihtiyaçlarımıza yeterince hızlı cevap verebiliyorlar mı?

Eski çağlardaki insanların ihtiyaçları, içinde bulundukları koşullar tarafından şekillendi. İnsanlar ateşi bulup yazıyı icat edip kendi araç gereçlerini yapmaya başladıklarında çevresel koşulları kendi iradeleriyle değiştirebilmeye başladılar. Avcı-toplayıcı yaşam biçiminden tarımla birlikte yerleşik hayata geçiş yapan insanlar, sanayi devrimini yaşadılar. Şimdi de modern ve postmodern dönemi yaşıyoruz. Teknoloji akıl almayacak bir hızda gelişiyor ve bu gelişmelere paralel olarak yaşam koşulları da hızla değişiyor. Peki devletler bu hıza yetişebiliyor ve insanların ihtiyaçlarına yeterince hızlı cevap verebiliyorlar mı?

Bunu anlamak için şöyle bir soru sorabiliriz: Bir halk devletten ne bekler?

Bir Halk Devletten Ne Bekler?

Bu soruya cevap verebilmek için günümüze değil, çok daha eskilere gitmemiz ve tarih boyunca insanların “temel” ihtiyaçlarının nasıl değiştiğini kısaca gözlemlememiz gerekiyor.

Tarihte bilinen ilk devlet yardımı, Milattan Önce Antik Roma’da Augustus tarafından yapılmıştır: Yiyecek alamayacak kadar fakir olanlara aylık tahıl yardımı yapılması şeklinde düzenlenen yardım, Tanrıça Annona’yı onurlandırmak için “Cura Annonae” olarak isimlendirilmişti.

Milattan Sonra 1000’li yıllara geldiğimizde ise Çin’de, Song hanedanlığı sırasında insanlara hastane, emeklilik evleri ve yoksullar mezarlığı gibi destekler sağlanmaya başladı.

1601 yılında ise İngiltere’de yasalaşan “Act for the Relief of the Poor” kapsamında ise çalışamayan insanlara bakım evleri sağlanması, yoksul çocukların çırak olarak işe alınması gibi kararlar yer alıyordu.

Osmanlı İmparatorluğu döneminde ise vakıflar aracılığıyla yoksullara yardım yapıldığını, 1843 yılında Vakıf Gureba Hastanesinin, 1895 yılında Darülaceze’nin kurulmasıyla resmi olarak yoksul vatandaşlarına ücretsiz hizmet sağladığını görmekteyiz.

Fransız ve Sanayi Devrimi Sonrası

Sanayi Devriminden sonra ise devletlerin vatandaşlarına sunduğu hizmetlerin çeşitlenmeye başladığını görmekteyiz.

1911 yılında İngiltere’de çalışan sınıf için ulusal sigortayı uygulamaya sunuldu: Bu kapsamda çalışanlar ilk olarak işsizlik ve hastalık karşısında korumaya alınırken daha sonralarda emeklilik maaşı da bu kapsama eklendi.

İlerleyen yıllarda çalışan sınıflara sunulan hizmetlere, işsizlik yardımı, bebekler için bakım yardımı gibi ek gelir kalemleri de eklendi.

Günümüzde ise İsviçre’deki tüm yetişkinlere aylık 2500 İsviçre Frangı ödeme yapılması konusundaki referandum Haziran ayında düzenlenmişti. Halkın büyük çoğunluğu (%77) bu öneriye referandumda “hayır” oyu vermişti.*

Değişen dünya tarihinde yönetim biçimleri de değişti elbette: Fransız Devrimi sonrasında krallık yıkılırken halk cumhuriyet ile kendi kendini yönetmeye başlamıştı. Başta Avrupa olmak üzere dünya çapında pek çok ülkede mutlak otorite olan krallıklar/imparatorluklar yıkıldı ve demokrasi yeni yönetim biçimi olarak krallıkların yerini aldı.

Twitter Devrimi

2010 yılında Arap yarım adası ve Kuzey Afrika’da başlayan halk hareketlerinde bir mobil uygulama son derece aktif bir şekilde kullanıldı: Twitter. Hatta öyle ki, Arap Baharı kapsamında yaşananlar, pek çok uzman tarafından “Twitter Devrimi” olarak isimlendiriliyor. Tunus, Mısır ve Libya’da hükümetlerin devrilmesiyle sonuçlanan süreçte, pek çok ülkede geniş çaplı protestolar da düzenlenmişti.

Twitter ve diğer sosyal ağlar, özellikle Arap Baharı döneminde mobilizasyon, etkileme, düşünceleri şekillendirme, motivasyon ve etkileme alanında kilit rol oynadılar.**

Aşağıda Role of Social Media During the Arab Spring paper’ından alınan grafikte Mısır’da 2011 yılında Ocak – Mart ayında #egypt hashtag’i ile paylaşılan tweet’leri görmekteyiz. “No Location/Konum Yok” olarak belirtilen tweet sayısının yüksek olduğunu görüyoruz; bunun sebebi, konum bilgisi olmayan profiller ve sonradan silinen/dondurulan hesaplar. Mısır’daki 3 aylık tweet hareketine baktığımızda ülke dışından gönderilen tweet’lerin ülkeden gönderilen tweet’lerden fazla olduğunu görüyoruz.  Mavi bar gazetecilerin Mısır’daki hareketi dünyaya duyurmaya başladıkları dönemi gösteriyor. Gönderilen tweet’lerin Hüsnü Mübarek’in istifa ettiği 10 Şubat gününde zirveye ulaştığını görmekteyiz.

Ek olarak bazı günlerde Mısır içinden tweet atılmadığını da görmekteyiz. Bunun sebebi Twitter’a erişimin engellenmesi…

Mobil Demokrasi

Dünya çapında internet sansürü pek çok ülkede uygulanıyor. Örneğin Çin’de Facebook bile yasaklı durumdayken, İran’da YouTube engellenmiş durumda. Türkiye’de de YouTube başta olmak üzere pek çok siteye erişim engeli uygulandığını dönem dönem deneyimliyoruz.

Değişen Zaman, Değişen İhtiyaçlar

Yazının başında belirttiğimiz gibi, Milattan Önce hüküm süren devletlerde insanların temel ihtiyacı sadece yemek iken günümüzdeki gelişmelere paralel olarak “ihtiyaç” kavramı da değişiyor: Örneğin Finlandiya’da geniş bant erişimi 2010 yılından bu yana “yasal hak” kavramında değerlendiriliyor.***

Günümüz tüketicileri artık günlük yaşamlarının büyük bölümünde online olarak vakit geçiriyor ve FoMO (Fear of missing out – gelişmeleri kaçırma korkusu) gibi yeni sorun ve terimler hayatımıza giriyor.

21. yüzyıl insanı daha önceki hiçbir kuşağın geçmediği kadar hızlı dönüşümlerden geçiyor ve devletler de bu yeni insanı ve onun yeni ve değişen alışkanlarını çok boyutlu olarak düşünerek çözümler geliştirmek durumda.

Örneğin Londra’daki yolcular artık metro kartlarını doldurmak yerine, kredi kartlarını bile kullanmaya gerek duymadan Apple Pay ile ödeme işlemlerini gerçekleştirebiliyor.

San Francisco’nun 2020 yılı için “Sıfır Atık” politikası bulunuyor ve bunu hayata geçirmek için son kullanıcılardan üreticilere kadar pek çok bileşeni geri dönüşüme yönlendiriyor. ****

Türkiye’de ise e-devlet aracılığıyla artık pek çok işlemimizi web sitesi ya da mobil cihazımızdan halledebiliyor ve gerekli dokümanlarımızı alabiliyoruz.

Bu tür yenilikçi uygulamalara ek olarak devletlerin vatandaşlarına teknolojik ve kültürel değişim ve gelişimlere paralel olarak daha şeffaf, katılımcı ve elbette ki “mobil” bir demokrasi ortamı sağlaması gerekiyor.

Nasıl mı? Bunu zamanla daha iyi geliştiriyor ve görüyor olacağız. Ancak bildiğim bir şey var ise yeni hazırlanan anayasa ve buna bağlı alınan kararlar Mobil bir toplum ile karşı karşıya olduğumuzun bilinci ile şekillenmeli ve bu komitelere mutlaka işin uzmanı Mobil yön vericiler eklenmeli.

 

*http://www.bbc.co.uk/news/world-europe-36454060
** http://unpan1.un.org/intradoc/groups/public/documents/dsg/unpan050860.pdf
*** http://www.bbc.co.uk/news/10461048
**** http://sfenvironment.org/zero-waste

 

Bu içerik halklailiskiler.com’da yayınlanmıştır.

Related posts

Huawei Kendi Cihazlarında Artık MicroSD Kartları Kullanamayacak

Zehra Öney

Amazon Rekor Kâr Elde Etti

Zehra Öney

Nintendo 64 Geri Dönüyor

Zehra Öney
Zehra Öney
Web Sitesi